Mevzuat ve Yargıtay Kararları
Yerel ve uluslararası insan hakları grupları ülke çapında faaliyetlerini sürdürdü, ancak bunlardan birçoğu yıl içinde giderek artan bir hükümet baskısıyla karşılaştı. Bu gruplardan bazıları, İçişleri Bakanlığı nezdinde tüzel kişi olarak kayıt yaptırmakta zorluklar yaşadı. Bazıları ise, özellikle Güneydoğu’da yürüttükleri faaliyetleriyle ilgili olarak devletin engellemeleriyle ve kısıtlayıcı kanunlarla karşı karşıya kaldılar. İnsan hakları grupları, hükümetin zaman zaman toplantı taleplerine cevap vermediğini ve politika belirlerken sundukları görüşleri dikkate almadığını bildirdi. İnsan hakları ihlallerinin belgelendirilmesi için çalışan insan hakları örgütleri ve gözlemciler, avukatlar ve doktorlar bazen gözaltı, kovuşturma, gözdağı verme, taciz ve kapatma kararlarıyla karşı karşıya kaldılar. İnsan hakları kuruluşları, resmi insan hakları mekanizmalarının tutarlı bir şekilde işlemediğini ve ciddi ihlalleri önleyemediğini bildirdiler. Sol eğilimli günlük Sözcü gazetesinin ofislerine 19 Mayıs günü resmi makamlarca baskın düzenlendi.Sözcü gazetesinin sahibi ve üç çalışanı gözaltına alındı, tutuklandı ve Gülen hareketine yardım etmekle suçlandı. Bu kişilerden ikisi daha sonra serbest bırakılırken diğer ikisi tutuklu kaldı; söz konusu dört kişi hakkındaki yargı süreci yıl sonu itibarıyla devam ediyordu. Hapisteki gazetecilerin sayısına ilişkin farklı rakamlar mevcuttu.
Maddesi ile değişik CMK m.91/2’ye göre, “Gözaltına alma, bu tedbirin soruşturma yönünden zorunlu olmasına ve kişinin bir suçu işlediği şüphesini gösteren somut delillerin varlığına bağlıdır”. Şu an için gözaltı tedbiri yetkisi cumhuriyet savcısına bırakılmıştır. Kamuoyunda “İç Güvenlik Paketi” adı bilinen yasa çalışmasında, gözaltı tedbirini uygulama yetkisinin istisnai olarak kolluk amirine de verilmesi amaçlanmaktadır. Cumhuriyet savcısının yanında, önleyici veya adli kolluk sıfatıyla kolluk amirine bireyi gözaltına alma yetkisinin tanınmasının ne getireceğini, bu yetkinin kötüye kullanılıp kullanılmayacağını ve sonuçlarını bu yazıda tartışmayacağız. Konumuza dönecek olursak; bir veya iki şüphelinin işlediği iddia edilen suçlarla gözaltı süresi, yakalama yerine en yakın hakim veya mahkemeye gönderilmesi için zorunlu süre hariç, yakalama anından itibaren 24 saati geçemez ve yol süresi de 12 saatten fazla olamaz. Belirtmeliyiz ki, burada öngörülen yol süresi yakalanan kişinin yakalama yerine en yakın hakim veya mahkeme önüne çıkarılması zorunluluğunu öngörmez. Maddede tanımlanan yakalama suçüstü hallerini kapsadığından, doğal olarak yakalanan kişinin en yakın hakim veya mahkemeye götürülmesi gerekir.Yazıda ana tartışma konumuz da bu husus olacaktır. Fıkrasıyla tanınan İstisnaya uygun olarak 1602 sayılı AYİM Kanununun 21. Maddesinde düzenlenen yargı bağışıklığından dolayı inceleme kabiliyeti bulunmayan disiplin cezalarına karşı iptal ve tam yargı davası açılamayacağı hususu tartışılmaz. Maddesinde Cumhuriyetin niteliklerinden olduğu kabul edilen “Hukuk Devleti” ilkesinin en başta gelen teminatının bağımsız yargı denetimi olduğu aşikardır. Devletin yaptığı düzenlemelerle haksız bir edinim sağlaması ve kişilerin haksızlığa uğratması kabul edilemez…”[805] ve “ …Hukuk devletinin başlıca amacı, kamu gücü karşısında kişinin hak ve özgürlüklerini korumaktır.
Karar yazısında bu yoldan getirilmenin nedenleri gösterilir vebunlara çağrı kâğıdı ile gelen tanıklar hakkındaki işlem uygulanır. (2) Eski hâle getirme istemininkabulüne ilişkin karar kespin-up; reddine ilişkin karara karşı itiraz yolunagidilebilir. – (1) İlgili tarafın yüzüne karşı verilen karar kendisine açıklanır veisterse kararın bir örneği de verilir. – (1) Hâkim ve mahkemelerin her türlü kararı, karşı oy dahil, gerekçeliolarak yazılır. Gerekçenin yazımında 230 uncu madde göz önünde bulundurulur.Kararların örneklerinde karşı oylar da gösterilir.
- Bir kamu kurumundan bahsedebilmek için Devletten ayrı bir kamu tüzel kişiliğine sahip olmak koşulu aranır.
- AYİM iç hukuktaki düzenlemeler göre yaptığı değerlendirmesinde ; “1982 Anayasasının Suç ve Cezalara İlişkin Esaslar başlıklı 38 inci maddesinin onuncu fıkrasında “…İdare, kişi hürriyetinin kısıtlanması sonucunu doğuran bir müeyyide uygulayamaz.
- Yalnız bunun için meclisin üçte iki çoğunlukla cumhurbaşkanına yetki vermesi gerekmektedir.
Temsilciler meclisi bir bakanı üçte iki çoğunlukla suçladığında o bakan yüce divana gider. Yüce divan âyan meclisi reisi başkanlığında sekiz üyeden oluşur. Bu üyelerden üçü âyan meclisinden seçimle, beşi en yüksek nizamiye mahkemesi üyeleri arasından kıdem esasına göre belirlenir. Dünya Savaşı sırasında Filistin ve Mâverâ-yi Ürdün’ü işgal eden İngilizler savaştan sonra Mâverâ-yi Ürdün’ün idaresini Hâşimî soyundan olan Emîr Abdullah’a verdiler; böylece bugünkü Ürdün Krallığı’nın temelleri atılmış oldu. 12 Mart 1946’da İngiliz mandasından kurtulan Mâverâ-yi Ürdün krallık haline geldi ve 24 Ocak 1949’da da devletin ismi Ürdün Hâşimî Krallığı oldu. Ürdün Hâşimî Krallığı’nın sonraki tarihlerde çeşitli değişiklikler geçiren ve halen yürürlükte bulunan 1952 tarihli anayasası dokuz bölüm ve 131 maddeden ibarettir. Oy verme yaşı anayasanın ilk metninde yirmi bir olarak belirtilmişken, 1987’de yapılan bir değişiklikle, seçimin veya halk oylamasının yapıldığı yılda ay ve gün hesaba katılmaksızın yirmi yaşına giren her Türk vatandaşına oy hakkı tanınmıştır. 1982 anayasası sistematiği ve genel ilkeleri yönünden 1961 anayasasına çok benzer. Bundan sonra genel esaslar, temel haklar ve ödevler, cumhuriyetin temel organları, malî ve ekonomik hükümler, çeşitli hükümler, geçici maddeler ve son hükümler başlıklı yedi kısma ayrılmaktadır. Hâkimler görevlerini sadece kanuna uygun olarak yerine getirirler. Bunun için de hâkimlerin tayini yüksek hâkimler şûrasının teklifi üzerine cumhurbaşkanı kararnâmesiyle olur. Bağımsız olan yargı gücünün bağımsızlığının güvencesi olarak anayasada cumhurbaşkanı gösterilmiştir.
(2) Devlet sırrı niteliğindeki bilgileri içeren belgeler, ancak mahkeme hâkimi veya heyeti tarafından incelenebilir. Bubelgelerde yer alan ve sadece yüklenen suçu açıklığa kavuşturabilecek nitelikte olan bilgiler, hâkim veya mahkeme başkanıtarafından tutanağa kaydettirilir. (1) Hâkim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı, şüpheli veya sanığın rızasıyla güvencenin mağdurunhaklarını karşılayan veya nafaka borcuna ilişkin bulunan kısımlarının, istedikleri takdirde, mağdura veya nafakaalacaklılarına verilmesini emredebilir. (2) Yakalanmış iken kolluk görevlisinin elinden kaçan şüpheli veya sanık ya da tutukevi veya ceza infaz kurumundankaçan tutuklu veya hükümlü hakkında Cumhuriyet savcıları ve kolluk kuvvetleri de yakalama emri düzenleyebilirler. (6) Gerekli olması halinde, bilirkişi, mağdur, şüpheli veya sanığa mahkeme başkanı, hâkim veya Cumhuriyet savcısı aracılığı ilesoru sorabilir. Ancak, mahkeme başkanı, hâkim veya Cumhuriyet savcısı, bilirkişinin doğrudan soru sormasına da izin verebilir. Muayene ile görevlendirilen hekim bilirkişi, görevini yerine getirirken zorunlu saydığı soruları, hâkim, Cumhuriyet savcısı ve müdafi bulunmadan da mağdur, şüpheli veya sanığa doğrudan doğruya yöneltebilir. (5) Listelere kaydedilen bilirkişiler, bilirkişilik bölge kurulu veya bulunduğu yer il adlî yargı adalet komisyonuhuzurunda “Görevimi adalete bağlı kalarak, bilim ve fenne uygun olarak, tarafsızlıkla yerine getireceğime namusum vevicdanım üzerine yemin ederim.” sözlerini tekrarlayarak yemin ederler. Bu bilirkişilere görevlendirildikleri her işte yenidenyemin verilmez. (1) Yasal bir sebep olmaksızın tanıklıktan veya yeminden çekinen tanık hakkında, bundan doğangiderlere hükmedilmekle beraber, yemininin veya tanıklığının gerçekleştirilmesi için dava hakkında hüküm verilinceye kadarve her hâlde üç ayı geçmemek üzere disiplin hapsi verilebilir. Kişi, tanıklığa ilişkin yükümlülüğüne uygun davranmasıhalinde, derhâl serbest bırakılır. (2) Hâkim, tarafsızlığını şüpheye düşürecek sebepler ileri sürerek çekindiğinde, merci çekinmenin uygun olupolmadığına karar verir.
(1) Hükümden önce verilip hükme esas teşkil eden veya başkaca kanun yolu öngörülmemiş olanmahkeme kararları da hükümle beraber temyiz olunabilir. (5) Cumhuriyet savcısı, istinaf yoluna başvurma nedenlerini gerekçeleriyle birlikte yazılı isteminde açıkça gösterir.Bu istem ilgililere tebliğ edilir. İlgililer, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde bu husustaki cevaplarını bildirebilirler. (4) Sanık ve bu Kanuna göre katılan sıfatını almış olanlar ile katılma isteği karara bağlanmamış, reddedilmiş veyakatılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanların dilekçe veya beyanında, başvuruya ilişkin nedenleringösterilmemesi inceleme yapılmasına engel olmaz. (4) Merciin, itiraz üzerine verdiği kararları kespin up giriş güncel; ancak ilk defa merci tarafından verilen tutuklama kararlarınakarşı itiraz yoluna gidilebilir. (2) Zabıt kâtibine başvuru hâlinde, kanun yollarına başvuru beyanı veya dilekçesi ilgili deftere kaydedildikten sonrabu hususları belirten bir tutanak düzenlenerek tutuklu bulunan şüpheli veya sanığa bir örneği verilir. (1) 256 ncı maddeye göre verilecek hükümlere karşı Cumhuriyet savcısı, katılan ve 257 nci maddedebelirlenen kişiler için istinaf yolu açıktır. (2) Müsadere veya iade olunacak eşya veya diğer malvarlığı değerleri üzerinde hakkı olan kimseler de duruşmayaçağrılır. Bu kişiler, sanığın sahip olduğu hakları kullanabilirler. (17) Cumhuriyet savcısı, uzlaşmanın, tarafların özgür iradelerine dayandığını ve edimin hukuka uygun olduğunubelirlerse raporu veya belgeyi mühür ve imza altına alarak soruşturma dosyasında muhafaza eder. (8) Basit yargılama usulü, bu kapsama giren bir suçun, kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde uygulanmaz.
Hükümetin getirdiği kısıtlamalar ve yaptığı müdahaleler bazı sendikaların halka açık faaliyetler ve başka etkinlikler düzenleme kapasitesini sınırladı. Sendika toplantılarında ve mitinglerinde polis genelde hazır bulundu ve bazı sendikalar yerel makamların yürüyüş ve basın toplantısı gibi kamuya açık faaliyetler düzenlemek için kendilerine izin vermediğini belirtti. Olağanüstü hâlşartları altında hükümet sendikaların ve diğer grupların ülkenin birçok yerinde düzenlemek istediği pek çok kamuya açık etkinliğe izin vermedi. Çok sayıda LGBTİ örgütü, olağanüstü hâl kapsamında savunmasızlık hissinin arttığını ve ifade, toplantı ve örgütlenme özgürlüklerine yönelik sınırlamaların genişlediğini bildirdi. Ankara Valiliği, tüm LGBTİ etkinliklerini kamu güvenliği endişeleri gerekçesiyle Kasım ayında süresiz olarak yasakladı.
Fıkrasıyla, kurumlar vergisi mükellefleri açısından ek vergisel yükümlülükler doğuran bazı unsurlar hüküm altına alınmıştır. Yazımızda, 7440 sayılı Kanunla ihdas edilen ve “ek vergi” niteliğinde hükümlerin Anayasaya uygunluğu değerlendirilecektir. (3) Yargıtaydan verilen bozma kararına bölge adliye veya ilk derece mahkemesinindirenme hakkı vardır. Ancak, direnme üzerine Yargıtay Ceza Genel Kuruluncaverilen kararlara karşı direnilemez. C) Mahkemece sabit görülen suçun unsurları, niteliği ve cezası hükümdedoğru gösterilmiş olduğu hâlde sadece kanunun madde numarası yanlış yazılmışise. (2) İtiraz yerinde görülürse merci, aynı zamanda itiraz konusu hakkındada karar verir. G) Bu Kanunun 6 ncı maddesi, 250 nci madde kapsamına giren suçlara bakanağır ceza mahkemeleri hakkında uygulanmaz. D) Bu davalarda esas hakkındaki iddiasını bildirmek için Cumhuriyetsavcısına, katılan veya vekiline; iddialara karşı savunmasını yapmak için sanıkveya müdafiine makul bir süre verilir. Bu süre, savunma hakkının sınırlanmasıanlamına geleceği durumlarda re’sen uzatılabilir. (3) Birinci fıkrada belirtilen suçları işleyenler sıfat ve memuriyetlerine olursa olsun bu Kanunla görevlendirilmiş ağır ceza mahkemelerindeyargılanır. Anayasa Mahkemesi ve Yargıtayın yargılayacağı kişilere ilişkinhükümler ile savaş ve sıkıyönetim hâli dahil askerî mahkemelerin görevlerineilişkin hükümler saklıdır.